skip to Main Content
KOÇLUK VE POTANSİYEL

KOÇLUK VE POTANSİYEL

KOÇLUK NEDİR?

Koçluğa çok sevdiğim iki kavram eşliğinde bakmaya ne dersiniz? 

Koçluk eğitimimi aldığım yıllardan, bugünlere kalan şüphesiz bir çırpıda kalbime ve beynime kazınan tanımıydı; “Koçluk, müşterilerin kişisel ve profesyonel potansiyellerini maksimize etmek amacıyla düşünce doğurucu ve yaratıcı bir süreçte onlarla ortaklık yapmaktır.”

Koçluk bakış açısının dünyaya hatırlatmış olduğu, yukarıdaki tanımda altını ısrarla çizmiş olduğum iki önemli değer var: Potansiyel ve ortaklık.

Birincisi her insan eşsiz ve her insan ihtiyaç duyduğu potansiyele sahip. İnsanları geçmişlerine ya da mevcut performanslarına göre değil potansiyellerine göre değerlendirmek esas olan. Bence “potansiyel” kadar sihirli olup, oldukça sıradan bir şekilde kullanılan kelime az olsa gerek.

POTANSİYELE GİDEN YOLDA

Pekiyi, potansiyel ne demek?

Potansiyel fizik dersinden hatırlayacak olursak; gizli, görünemeyen güç, henüz ortaya çıkmamış güç demek. Çevremizde politika, bilim veya sanat gibi uğraşlarda o işin erbabı diye nitelendirdiğimiz, imrendiğimiz bazen rol modeli bazen lider dediğimiz insanlar vardır ya, işte onlar potansiyellerini hayata geçirebilmiş kişiler, yani bir nevi hayat ustaları veyahut üstadlarıdır. Zaten “Usta” kelimesinin anlamı; potansiyelini açığa çıkarmış, bunu kullanan ve çevresine bu yolla fayda sağlayan, değer yaratan insan demek değil mi? Aynen Mimar Sinan, Michalengelo ve adını sayamadığım niceleri gibi.

Şimdi yine gelin fizik dersine dönelim; biliriz enerji kaybolmaz, sadece dönüşür. Annelerimiz çayımız hızla soğusun diye bir başka bardağa dökerken, aslında ısı enerjisini belki de bilmeden kinetik enerjiye (hareket enerjisi) çeviriyorlardı.

 

Potansiyel enerji bir cismin yerden yüksekliğinden dolayı oluşan enerjisini temsil eder. 200 m. yüksekliğinde duran bir saksıyı ele alalım. Saksı yerinde sabit olsa bile 200 m. yukarıda olduğu için çok yüksek bir potansiyel enerjisi var. Saksıyı o yükseklikten bıraktığınız anda POTANSİYEL enerji, KİNETİK enerjiye dönüşür ve gitgide hızlanarak saatte 130 km hızla çarpar.* Saksı elbette potansiyelinin farkında değildir.

Peki, bizler saksı mıyız? Hayır elbette :), bizim hayallerimiz var, en azından çocukken vardı, şu an sorsam yarın ölecek olsanız ne yapmaya karar verirdiniz, sizi yataktan çıkaran ne olurdu? Felix Baumgartner’ı hatırlıyor musunuz? Hani 39,000 m. yükseklikten atlayan Avusturyalı paraşütçü ve yüksek atlamacı. Bir röportajını dinlemiştim, ilginç bir şekilde uzay aracı ve atlama sahnesini taa çocukken resmettiğini fark etmiş. Nerden nereye? Demem o ki asla çocukluk hayallerinizi küçümsemeyin. Belki potansiyele götüren yoldur.

 

Gelin potansiyelimizi keşfetmek içi bir demet soruyu ortaya bırakarak, “ortaklık” kelimesini gelecek yazıda irdelemeye çalışalım.

 

Dünyayla paylaşmak istediğiniz mesajınız ne?

Size iş gibi gelmeyen meslekler/ görevler neler?

Maaşı ne kadar olursa olsun “asla yapmam/ yapamam” dediğiniz işler neler?

Hayalinizdeki mesleği şu an kimler yapıyor? Onlara ne sormak isterdiniz?

Hayranı olduğunuz kişiler hangi meslekleri icra ediyor? Onlara ne sormak isterdiniz?

 

* Saksı örneği arkadaşım Timur Tiryaki’nin “Budha mı olsam? Ceo mu olsam?” kitabından alıntıdır.

 

This Post Has 0 Comments

Bir cevap yazın

Back To Top